ONLAR
Bilinmez bir gecenin karanlığı
Çökerken bedenime.
Ben
Çıkarsız kavgalarımı,
Mavi masum düşlerim ile
Harmanladım hücremde.
Ben
Bana yasaklı ülkemin
Vahşi sofralarında;
Yağmalanmış sevdalar
Taşırken bağrımda,
İşkencelerde
Yitirdiğim dişlerim vardı yanı başımda
Susuz kalmış,
Sararmışlardı,
Fakat pes etmemiş
Yenilmemişlerdi.
Karanlıkta güçlü bir kaya gibiydiler
Ben
Çıplak çığlıklar eşliğinde;
Yapayalnız,
Soğuktan titrerken,
Bütün ürkekliğim ile
Donmuş ayak parmaklarımın altında
Bambaşka bir yaşam ayaklandırıyordum
Zindan karanlıklarında.
Karanlıklar evrilirken aydınlığa
Aydınlıklar:
Yeni doğmuş bir bebeğin
Kalbi kadar, saf ve berraktılar.
O aydınlıklar ki
Özgür bir yaşamı
Armağan ederken insanlığa
Unutulur mu?
Yasaklı ülkemin;
Kızgın topraklarında
Halka zulmeden yurtsuz köpekler.
Unutulur mu?
Bu topraklarda;
Zulme baş eğmeyen,
İskeleti andıran bedenler.
Unutulmazlar!
Onlar direnirler,
Ne acılar hissederler de,
Pes etmez,
İnadına
Bin bir çeşit yaşam yeşertirler.
Ezilenlere umut olur
Ezilirler.
Ama vaz geçmez
Öylece toprağa düşer
CAFERLEŞİR, YENİLMEZLER!